14. İstanbul Bienali

Adrian Villar Rojas' huge sculptures at Trotsky House in Büyükada

İstanbul için Eylül ayı demek sanatın yeniden şehre dönmesi demek. Bu yıl 14. İstanbul Bienali ile birlikte sanat sadece şehrin merkezinde değil dört bir köşesinde hayat buluyor. Eski İstanbul’dan Boğaz’a, Büyükada’dan Kadıköy’e 35 farklı mekanda Bienal kapsamında sergilenen işlerin ortak teması ise “Tuzlu Su: Düşünce Biçimleri Üzerine Bir Teori”.

Küratör Carolyn Christov-Bakargiev dediği gibi “Sanatla birlikte ve sanat aracılığıyla yas tutuyor, hatırlıyor, kınıyor, iyileşmeye çalışıyoruz ve kendimizi bu mekânda beraber yaşamış birçok topluluğun neşe ve canlılık olasılıklarına adıyor, formdan yeşeren yaşama sıçrıyoruz.”

Bienal kapsamında sergilenen işlerden en etkileyicisi herhalde Büyükada’daki Troçki Evi’nde denizin içine yerleştirilmiş olan kocaman heykeller. Adrian Villar Rojas’ın çarpıcı heykellerinde beyaz hayvanlar, doğal olduğu kadar bozulmuş görünen hayvanları sırtlarında taşıyorlar. Adeta sırtımızda taşıdığımız karanlığımızla hayatta yürümeyi başarmamız gibi…

Elbette Bienali’in sundukları bu işle sınırlı değil. Yazarların ve sanatçıların düşünce süreçlerinin yakından görülebildiği not defterlerinden İstanbul Modern’de sergilenen Beyrutlu sanatçı Marwan Rechmaoui’nin savaşa rağmen ayakta kalmayı başaran sütunları ve daha bir çok şey var.

Kısaca, bu yıl Bienal sizden bir gününüzden fazlasını ayırmanızı isteyecek ve sizi düşünmeye zorlayacak. Her şeyi bir akşamüstünde görmeniz mümkün değil o yüzden üç gününüzü Bienali gezmeye ayırın ve etkilenmeye hazır olun!

Adrian Villar Rojas' huge sculptures at Trotsky House in Büyükada Istanbul 14th Biennial foto2

14. İstanbul Bienali 1 Kasım’a kadar ücretsiz olarak gezilebilir. Ziyaret gün ve saatleriyle ilgili detaylı bilgilere buradan
ulaşabilirsiniz. Mekanlar, etkinlikler, rehberli turlar ve Bienal’e dair her tür bilgi için Bienal’in web sitesine
bakabilirsiniz.

Bir Cevap Yazın